Custom dünyasında, bir araba motorunun üzerine bir motosiklet tasarlamak oldukça zor bir yapım işidir. Ağır ve tork odaklı bir motoru motosiklet şasisinin içine oturtmak kolay bir iş değildir.

Ama ya başlangıç ​​noktanız bir araba motoruysa ve her şeyi çevresine inşa edecekseniz? Yeni Zelandalı Marcel van Hooijdonk'un inanılmaz 'Madboxer' de yaptığı şey buydu.



Madboxer, bu makine için iyi bir isim, beş yıldan uzun bir süredir yapım halinde. Ticari bir alet yapımcısı olan Marcel, arkadaşından gelen bir e-postadaki fotoğrafı gördükten sonra becerilerini biraz farklı birşey için kullanma şansını kaçırmadı.


Hepsi Avusturalyalı arkadaşı Harry'nin "biraz önce başını ağrıttıracak bir şey buldum, dostum"diyerek bir Subaru motosiklet konsepti düşüncesini paylaşmasıyla başlamış.



   Araba motoru açıkça bu yapının kilit noktasıydı ve Marcel için birkaç seçenek vardı. NZ'deki en kolay erişilebilir Subaru motoruydu, kapasitesi 1.5 ila 2.5 litre arasında değişen ve 1989'dan beri çoğu Subaru'da bulunan uzun ömürlü EJ serisi.

Marcel popüler 2 litrelik motoru seçti ve üzerine ikinci nesil WRX'den bir EJ25 turbo ekledi.



   Projeye başlarken Marcel, Madboxer'ı gerçekleştirmenin mümkün olup olmayacağını kontrol etti.

"Bir motor bloğum var, bazı lastikler var, onları öylece koyup geri çekildim ve bir bira kaptım" diyor. Gözünü dikip aklımda bunları nasıl bir araya getiririm diye düşünmeye başlamış "Evet, yapılabilir."



 Şimdi, Marcel zorlu yapın sürecine girmişti. En ciddi yapımcılar gibi, bir bilgisayarla başlamış, bir CAD çizimi hazırlamış ve Yeni Zelanda'daki tüm modifiye araçları kapsayan düzenleyici kurumdan (Low Volume Vehicle Technical Association - LVVTA) onaylanmış.

"Motor bloğu ve tekerlekleri bulunduğumda AutoCAD'da başladım, merkez yönlendirici gövde, salıncak kolları ve ana şasi yanlarının resimlerini yaptım. Çizimler aynı zamanda, motosikletin montaja hazır parçalarını yapacak CNC freze merkezi ve torna tezgahının programlanması için kullanıldı.



 Bununla birlikte, basit bir iş değildi ve her şeyi doğru yapmak için bir kaç deneme yapıldı. Marcel, sertifikasyon panelinin onayı için bir direksiyon sistemi de düzenlemek zorunda kaldı.


Motosiklet, bir Kawasaki yakıt deposu, TradeMe'den alınmış tekerlekler ve büyük WRX turbosu yerine Subaru Legacy'den bir ikiz turbo ünitesi ile yavaş yavaş şekillendi.



   Sonuç olarak, gerçek bir volanı olmadığı halde çok düzgün çalışan bir motor. Marcel, arka tekerleği çalıştırmak için zincir kullanan modifiye Japon 2 vitesli otomatik bir şanzıman seçti.

Diğer "otomatik" motosikletlerde olduğu gibi, ayak dayayıcılarında da vites kolu yok, sadece dişlileri değiştirmek için gidonun üzerindeki bir düğme var. Frenleme, tıpkı bir scooter gibi, Buell kaynaklı frenler gidona monte edilmiş.



Tüm mühendislik çalışmalarından sonra, Madboxer bir römork kraliçesi olsaydı bu utanç olurdu. Ancak Neyse ki Marcel, LVVTA sertifikalayıcılarıyla savaştı ve kazandı.


Marcel, "Binilebilir ve binip gidilebilir." diye açıklıyor. "Bu, son tasarım üzerinde etkili oldu. Buradaki Yeni Zellanda sistemi çok kötü değil; başta tasarımınızı iletirsiniz ve bir kurula girer. Onayladıktan sonra başlayabilirsiniz, ancak yol boyunca sizi durdururlar ama artık onayınız vardır. "



"kurul değiştirmek istediğiniz her şeyi onaylamıyor. Bazen çıldırabiliyorsunuz,  ama şimdi bitti ve yüzde yüz yasal, bunun çok kötü olmadığını söylemeliyim. "

Madboxer garip bir güzelliğe sahip bir şey. Ağırlığı 313.5 kilogram, motosiklet standartlarına göre ağır, ancak bir boksör motoru ile motosikletin ağırlığının çoğunluğunu şasinin altına düşürüyor.


Tork seviyeleri bir motosiklette hayal edemeyeceğiniz düzeyde. Madboxerın yolda uçacağından eminiz. Marcel'in de planladığı şey buydu.



Kaynak: Bikeexif